CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME (özet)

1.BÖLÜM: İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

1.İnsanda Üremeyi Sağlayan Yapı ve Organlar

Canlıların ortak özelliklerinden biri de “üreme”dir. Üreme, canlının kendine benzer yavrular meydana getirerek çoğalmasıdır. Canlı bu şekilde neslinin devamını sağlar. Üreme olayı çok özel iki hücrenin, babadan gelen sperm ile anneden gelen yumurtanın birleşip gelişmesi sonucu gerçekleşir. Sperm erkek üreme hücresi, yumurta dişi üreme hücresidir.

Yumurtaya göre çok küçük olan sperm baş, boyun ve kuyruk olmak üzere üç ana kısımdan oluşur.

Kamçısı sayesinde aktif hareket eder. Baş bölgesinde yumurta zarını delen maddeler vardır. Çekirdeği büyük, sitoplazması azdır.

Yumurta hücresi sperme göre daha büyüktür. Hücre zarı, sitoplazma ve çekirdek olmak üzere üç temel kısımdan oluşur. Sitoplazması ve besin maddesi sperme göre daha fazladır. Hareket yeteneği yoktur.

Üreme organları bir canlıdaki üreme sistemini meydana getirir. Dişi ve erkeklerin üreme sistemleri birbirinden farklıdır. Yeni bir canlının oluşabilmesi için her iki sistemin birlikte görev yapması gerekir.

Dişi Üreme Yapı ve Organları

Dişi üreme organları vücudun içindedir.

1. Yumurtalık: Dişi bireyde iki yumurtalık vardır. Yumurtalıklarda yumurtalar üretilir.

2. Yumurta kanalı: Yumurtalıklarda üretilen yumurtanın döl yatağına ulaşmasını sağlayan kanaldır.

Döllenme burada gerçekleşir.

3. Döl yatağı: Zigotun yerleştiği ve geliştiği yerdir.

4. Vajina: Döl yatağı ile dış ortam arasındaki bağlantıyı sağlayan esnek yapıdır.

Erkek Üreme Yapı ve Organları

Erkek üreme organlarının bir bölümü vücut dışında, bir bölümü vücut içindedir.

1. Testis: Erkek bireyde iki testis bulunur. Testislerde spermler üretilir.

2. Salgı bezleri: Spermlere kaygan bir ortam oluşturarak hareketlerini kolaylaştırır.

3. Sperm kanalı: Spermleri testislerden penise taşır.

4. Penis: Spermlerin ve idrarın erkek vücudundan dışarı çıkmasını sağlar.

Üreme organlarında üretilen sperm ve yumurtanın birleşmesi, yani döllenme, dişi bireyin yumurta kanalında gerçekleşir. Yumurtanın döllenmesiyle zigot oluşur.

Embriyo, zigotun gelişmesi sonucu oluşur. Embriyo ikinci aydan sonra fetüs adını alır. Anne karnındaki gelişimini tamamlayan bebek dünyaya gözlerini açar.

Sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelebilmesi için her şeyden önce annenin sağlıklı olması gerekir. Bu konuda en önemli görev anne adayına düşmektedir.

Embriyonun çok hızlı bir şekilde geliştiği dönem hamileliğin ilk üç ayıdır. Özellikle bu dönemde radyasyonun yoğun olduğu yerlerde bulunmak, sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıklar, doktor kontrolü dışında kullanılan ilaçlar hem anne adayının hem de embriyonun sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bebeklerde bedensel ya da zihinsel gelişim bozuklukları görülebilir. Ayrıca anne adayının yeterli ve dengeli beslenmeye de dikkat etmesi gerekir.

2.BÖLÜM: BİTKİ VE HAYVANLARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

1.Üreme

Canlıların neslini devam ettirebilmek için kendine benzer yeni bireyler meydana getirmesine üreme denir.

Canlılarda üreme eşeysiz ve eşeyli olmak üzere iki şekilde gerçekleşir.

Eşeysiz Üreme

Eşeysiz üreme tek bir atadan meydana gelen üreme şeklidir. Bu üreme şeklinde erkek ve dişi üreme hücreleri görev almaz. Eşeysiz üreme ile oluşan yeni canlı, ana canlı ile aynı kalıtsal özelliklere sahiptir ancak büyüklükleri farklıdır.

1.Bölünerek Üreme

Amip, bakteri, paramesyum ve öglena gibi tek hücreli ve mikroskobik canlılarda görülen bir üreme şeklidir. Bu üreme şeklinde ana canlı yeterince büyüdüğünde ikiye bölünerek çoğalma sağlanır. Havuz suyu, durgun su birikintisi ve göl gibi sularda bu tek hücreli canlılar bol miktarda bulunur.

2.Tomurcuklanarak Üreme

Bu üreme çeşidi, ana canlının vücudunda oluşan bir çıkıntıdan yeni canlıların oluşması şeklindedir. Oluşan yeni canlı, ana canlı ile beraber de yaşayabilir, ana canlıdan ayrı da yaşayabilir. Bu üreme şekli bira mayası, denizanası, sünger, hidra (sölenter), mercan gibi canlılarda görülür.

3.Rejenerasyonla Üreme

Bir yassı solucan olan planarya, bazı denizyıldızları ve toprak solucanında ana canlıdan kopan vücut parçaları kendini tamamlayarak yeni bireyleri oluşturur. Buna rejenerasyonla üreme denir.

Rejenerasyon sadece üreme şekli değildir. Gelişmiş yapılı canlılarda kopan bir organın ya da hasarlı bir dokunun kendini tamamlamasına da rejenerasyon adı verilir. Tehlike anında kertenkele kuyruğunu bırakır ve kaçar. Böylece düşmanlarını yanıltır. Kertenkelenin kopan kuyruğu yeniden oluşur. Ancak kopan kuyruk parçasından yeni kertenkele oluşmaz. Bu nedenle kertenkelede görülen bu durum rejenerasyonla üreme değil sadece rejenerasyondur.

4.Vejetatif Üreme

Sadece bitkilerde görülen eşeysiz bir üreme şeklidir. Bazı bitkilerde gerçekleşen bu üreme şeklinde bitkilerin dal, yaprak ve gövdelerinden alınan parçalardan yeni bitkinin oluşması sağlanır. Bu şekildeki üremeye vejetatif üreme denir. Patatesin gövdesinden yeni patateslerin oluşması, çileğin gövdesinden yeni çilek bitkisinin oluşması, kavağın, asmanın dalından ve menekşenin yaprağından yeni bitkilerin oluşması vejetatif üremeye örnektir.

Menekşenin vejetatif üremesi

Eşeyli Üreme

İki farklı cinsiyete ait üreme hücrelerinin birleşmesiyle yeni canlılar oluşmasına eşeyli üreme denir. Oluşan yeni canlı, ana canlılardan farklı kalıtsal özelliklere sahiptir.

Eşeyli üreme hem bitkilerde hem de hayvanlarda görülebilir. Erkek üreme hücresi bitkilerde erkek organ tarafından oluşturulur ve buna polen adı verilir. Dişi üreme hücresi ise dişi organda oluşturulan yumurtadır. Bitkilerde polen ve yumurtanın döllenme yoluyla birleşmesi sonucu yeni birey meydana gelir.

Hayvanlarda erkek üreme hücresine sperm adı verilir. Dişi üreme hücresi ise bitkilerde olduğu gibi yumurta olarak adlandırılır.

Yumurta ve spermin şekil ve büyüklüğü canlı türüne göre farklılık gösterebilir. Genellikle yumurta büyük, spermler daha küçük yapıdadır. Yumurta ve spermin birleşmesi sonucu zigot oluşur.

Başkalaşım

Bazı canlılar dünyaya geldiklerinde ana canlıya benzemez. Bu yavru canlılar, ana canlıya benzeyinceye kadar bazı değişik­likler geçirir. Canlılarda meydana gelen bu değişim başkalaşım olarak adlandırılır.

Kurbağa, kelebek, sinek ve güve gibi canlılarda bu başka­laşım olayı görülür. Yumurta içerisinde yeteri kadar besin bulu­namadığı için tam olarak gelişemeyen yavrular, dışarıdan besin alarak gelişimini tamamlar. Yarı gelişen yavrulara larva denir.

Kelebekteki başkalaşım

Bitkilerde Büyüme ve Gelişme

Bitkiler, çiçekli ve çiçeksiz olmak üzere iki grupta incelenir. Çiçekli bir bitkide üreme organı çiçektir. Çiçekler, çiçek sapı ile dala bağlanır; hoş kokulu ve güzel görünümlüdür.

Bir çiçekte dıştan içe doğru çanak yapraklar, taç yapraklar, erkek organ ve dişi organ bulunur. Yapraklar ve organlar çiçek sapının bitimindeki çiçek tablasının üzerindedir.

Çiçek Sapı: Çiçeği bitki gövdesine birleştiren kısımdır.

Çiçek Tablası: Çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organların üzerinde dizildiği kısımdır.

Çanak Yaprak: Çiçek tomurcuk hâlindeyken tomurcuğu dış etkilerden korur.

Taç Yaprak: Çiçeğin renkli yapraklarıdır. Canlı renkleri ile birçok hayvanı çiçeğe çeker.

Erkek organ: Başçık ve sapçık olmak üzere iki kısımdan oluşur. Başçıkta erkek üreme hücreleri olan polenlerin (çiçek tozları) oluştuğu polen keseleri vardır. Polenler olgunlaşınca bu keseler patlar ve polenler etrafa dağılır.

Dişi organ: Dişicik tepesi, dişicik borusu ve yumurtalık olmak üzere üç temel kısımdan oluşmuştur.

Dişicik Tepesi: Yapışkan ve pürüzlü olan bu yapı, çeşitli çevre koşulları ile buraya ulaşan polenlerin yapışıp tutunmasını sağlar.

Dişicik Borusu: Dişicik tepesine ulaşan polenlerin yumurtalığa geçmesini sağlayan boruya benzer yapıdır.

Yumurtalık: Şişkin olan bu yapı dişi üreme hücresi olan yumurtanın meydana geldiği yerdir.

Çiçekli Bitkilerde Tozlaşma ve Döllenme

Erkek organdaki polenlerin dişi organın tepeciğine taşınmasına tozlaşma denir.

Tozlaşmayla çok sayıda polen, dişi organın tepeciğine ulaşıp yerleşir. Polenler rüzgâr, su ve hayvanlar aracılığıyla tepeciğe ulaşır ve tozlaşma gerçekleşir.

Dişi organın tepeciği nemli olduğu için tepeciğe yapışan polenlerin zarı su alarak şişer ve çatlar. Polenden yumurtalığa doğru polen tüpü adı verilen bir borucuk oluşur. Polen içindeki sperm bu tüpten geçerek yumurtalığa ulaşır. Yumurtalıktaki yumurta hücresinin çekirdeği ile sperm hücresinin çekirdeği kaynaşır. Bu olaya döllenme adı verilir. Döllenme sonucu oluşan zigotun gelişmesiyle embriyo oluşur. Bir süre sonra embriyonun ve çimlenme sırasında embriyonun gelişimi için gerekli besinleri depolayan dokunun etrafı sert bir kabukla çevrilir. Böylece tohum adını verdiğimiz yapılar meydana gelir. Tohumun içinde bulunduğu yumurtalık etlenip sulanarak gelişir ve meyveyi oluşturur.

Tohumlar bitkilerin nesillerini sürdürmelerini sağlar. Bazı meyveler tek tohumluyken, bazıları çok sayıda tohuma sahiptir. Tohumların farklı büyüklük, şekil ve sayıda olmaları farklı çevre şartlarına uyma yeteneklerini artırır ve nesillerinin devamını sağlar.

Çimlenme

Tohumun içindeki embriyonun uygun şartlarda gelişerek yeni bir bitki meydana getirmesine çimlenme denir. Tohum çimlenip ilk yaprağı oluşuncaya kadar fotosentez yapmaz. Bu yüzden çimlenme için ışık ve karbon dioksit gerekli değildir.

Bir tohumun çimlenebilmesi için su (nem), uygun sıcaklık ve oksijen gereklidir. Embriyo fotosentez yapamadığı için ihtiyaç duyduğu besini deposundan kullanır. Çimlenip yaprakları oluşmaya başladıktan sonra fotosentez yapar.

Çimlenmenin başlaması için tohumun su alması gerekir. Nemli ortamlarda su alan tohum şişerek kabuğunu çatlatır. Böylece çimlenme başlar.

Hayvanlarda Büyüme ve Gelişme

Canlıların doğması, büyümesi, gelişmesi, üremesi (çoğalması) ve ölmesini içine alan süreye hayat döngüsü denir. Hayat döngüsü üreme ile başlar. Her canlının dünyaya geliş serüveni farklıdır.

İnsanlarda olduğu gibi diğer birçok hayvanda üreme sırasında sperm ve yumurtanın birleşip çekirdeklerinin kaynaşması sonucu zigot oluşur. Bu olaya döllenme denir. Hayvanlarda farklı döllenme şekilleri vardır. Yumurta ve spermin canlı vücudunun dışında birleşmesine dış döllenme denirken dişi vücudunda birleşmesine iç döllenme denir.

Suda yaşayan hayvanların çoğu sperm ve yumurtalarını aynı anda doğrudan suya bırakır. Yumurta ve sperm dış ortamda birleşir.

Örneğin dişi ve erkek balık tarafından fazla sayıda üreme hücresi meydana getirilir. Dişi balık yumurtalarını suya bırakır, ardından da erkek balık yumurtaların üzerine spermlerini bırakır. Böylece döllenme suda gerçekleşir.

Timsah, yılan, kertenkele gibi hayvanlarda iç döllenme görülür. Tıpkı kuşlardaki gibi dişi birey döllenmiş yumurtaları vücudundan dışarı bırakır. Ancak sürüngenlerde kuluçkaya yatma olayı görülmez. Yumurtadan çıkan yavrular besin ve barınma ihtiyaçlarını kendileri karşılar. Çünkü sürüngenlerde yavru bakımı görülmez.

Kuşlarda iç döllenme görülür. Dişi kuş, vücudundaki döllenmiş yumurtaları dışarı bırakır. Dişi kuşlar, birden fazla yumurta yapar ve kuluçkaya yatarak embriyonun gelişimi için gerekli nem ve

ısı ihtiyacını karşılar. Dünyaya gelen yavruları gelişinceye kadar onlara bakar.

Memelilerde yumurtanın döllenmesi dişinin yumurta kanalında gerçekleşir. Embriyo gelişimini dişi vücudunda tamamladıktan sonra doğumla vücut dışına çıkar. Her memeli türünün bir doğumdaki yavru sayısı, doğum yaptığı dönem, gebelik süresi gibi özellikleri birbirinden farklıdır.

Memeli ve kuş yavruları dünyaya geldikten sonra kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılayamadıkları, kendilerini tehlikelerden koruyamadıkları için annelerine muhtaçtır. Bu yüzden memelilerde ve kuşlarda yavru bakımı görülür. Kuşlardaki yavru bakımından farklı olarak memeliler yavrularını sütle besler.

Bitki ve Hayvanlarda Büyüme ve Gelişmeye Etki Eden Faktörler

Canlılar yaşamak için bazı ortak maddelere gereksinim duyar. Su, bu maddelerin başında gelir.

Canlılar ihtiyaç duydukları enerjiyi besinlerden karşılar. Ancak bitki ve hayvanlar bunu farklı şekillerde yapar. Hayvanlar besinlerini dışarıdan hazır alır. Yeterince beslenen hayvan sağlıklı büyür ve gelişir. Bitkiler ise besinlerini kendileri üretir. Bunun için ışığa ihtiyaç duyar.

Bitki ve hayvanların yaşayabildikleri ideal bir sıcaklık aralığı vardır. İdeal sıcaklık aralığının dışına çıkıldığında canlının büyüme ve gelişmesi yavaşlar.

Bitki ve hayvan gelişimini etkileyen faktörlerden biri de havadır. Bitkiler besin üretmek için havadaki karbondiokside gereksinim duyar. Bitki ve hayvanların solunum yapmak için gereksinim duyduğu oksijen havanın yapısında bulunur.