DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER (özet)

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

Vücudumuzda gerçekleşen olayların düzenli, birbiriyle uyumlu ve sorunsuz olması, sinir sistemi ile iç salgı bezlerinin oluşturduğu denetleyici ve düzenleyici sistem tarafından sağlanır.

Denetleyici ve düzenleyici sistem; sinir sistemi ve iç salgı bezleri olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.

SİNİR SİSTEMİ

Sinir sistemi, merkezî sinir sistemi ve çevresel sinir sis­temi olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.

1. Merkezî Sinir Sistemi:

Merkezî sinir sistemi; beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.

C:\Users\fikret\Desktop\timthumb.jpg

Beyin: Vücudun hafıza, öğrenme ve yönetim merkezidir. Organların ve sistemlerin çalışmasını düzenler. Konuşma ve istemli hareketleri yönetir. Kan basıncını ayarlar, vücut sıcaklığını düzenler. Susama, uyku, uyanıklık gibi yaşamsal olayları düzenler. Duyu organlarından gelen bilgileri değerlendirir.

Beyincik: Vücudun hareket ve denge merkezidir. Kol ve bacak kaslarının uyumlu çalışmasıyla dengede kalmayı sağlar.

Omurilik soğanı: İstek dışı çalışan iç organların kontrol edildiği merkezdir. Yutma, çiğneme, öksürme, nefes alma, hapşırma ve kusma gibi olayları kontrol eder. Boşaltım, solunum, sindirim ve dolaşım sistemlerinin çalışmasını düzenler.

Omurilik: Omurilik soğanından kuyruk sokumuna kadar devam eder. Omurga kemiklerinin içerisindedir. Vücudun refleks yönetim merkezidir. Beyin ve organlar arasında bilgi iletişimini sağlar. Refleks davranışlarını gerçekleştirir.

Refleks

Vücudun dıştan gelen uyarılara ani ve istemsiz olarak verdiği tepkidir. Refleksler, doğuştan kazanılan (kalıtsal) refleksler ve sonradan kazanılan (şartlı) refleksler olmak üzere ikiye ayrılır.

Doğuştan gelen refleksler kalıtsaldır. Uyarıların tekrarı ile kazanılan refleksler ise şartlı (koşullu) reflekslerdir.

C:\Users\fikret\Desktop\1.png

Doğuştan Kazanılan (Kalıtsal) ReflekslerSonradan Kazanılan (Şartlı) Refleksler
• Yeni doğan bebeğin emme hareketi

• İğne batan parmağın çekilmesi

• Yüksek şiddetli sesten irkilme

• Göz bebeğinin fazla ışıkta küçülüp, az ışıkta büyümesi

• Diz kapağına vurulunca ayağın yukarı kalkması

• Limon görünce ağzın sulanması

• Kazak örme, dans etme, yüzme

• Bisiklet sürme

2.Çevresel Sinir Sistemi

C:\Users\fikret\Desktop\unnamed.jpgMerkezî sinir sistemi dışında kalan tüm bu sinirler çevresel sinir sistemini oluşturur. Beyin ve omurilikten çıkan sinirler gözler, dudaklar, dişler, parmak uçları dâhil olmak üzere vücudumuzun her yerine dağılır. Çevresel sinir sistemi, merkezî sinir sistemi ile organlar arasındaki iletişimi sağlar.

Çevresel sinir sistemi, yapısında bulunan hücreler sayesinde vücudumuzdan ve çevreden aldığı mesajları beyne iletir.

Beyin tarafından oluşturulan cevaplar ise tepki verecek yapı ve organlara götürülür.

Sinir hücrelerimiz beyin ve omurilikten çıkarak vücudumuzun her yerine dağılmıştır. Ses, ışık, tat gibi vücudun içinde ya da çevremizde meydana gelen değişimlerin vücuttaki etkisine uyarı adı verilir. Uyarıların sinir hücrelerinde meydana getirdiği değişikliğe ise uyartı adı verilir. Uyartılar çevresel sinir sistemi ile merkezi sinir sistemine ulaştırılır. Merkezi sinir sistemi de uyartının cevabını ilgili organ, kas ya da salgı bezine iletir. Uyarıya karşı oluşturulan cevaba tepki adı verilir. Örneğin, ses, uyarı, işitme ise tepkidir.

İÇ SALGI BEZLERİ

İç salgı bezlerimiz, denetleme ve düzenleme görevlerini hormon adı verilen özel salgılar üreterek yerine getirir. İç salgı bezlerinin ürettiği hormonlar, görevini düzenleyecekleri organlara, kan yoluyla taşınır.

Sinir Sistemiİç Salgı Bezleri
Görevlerini çok hızlı gerçekleştirir.Görevlerini yavaş gerçekleştirir.
Kısa süreli çalışır. Etkisi hemen ortadan kalkar.Uzun süreli çalışır. Etkisi uzun bir süre devam eder.

Hipofiz Bezi: Beynin alt kısmında bulunur. Yaklaşık nohut büyüklüğünde­dir. Tüm iç salgı bezlerinin çalışmalarını denetler ve düzenler. Hipofiz bezinin salgıladığı birçok hormon vardır.

Büyüme hormonu bu hormonlardan biridir. Büyüme döneminde bu hormon az salgılanırsa cücelik, fazla salgılanırsa devlik durumu oluşur.

Pankreas: Pankreas hem enzim hem hormon salgılayan karma bir bezdir. Bu nedenle pankreasın sindirim enzimi üretme dışında hormon üretme görevi de vardır. Pankreasın salgıladığı hormonlar insülin ve glukagon hormonlarıdır. İnsülin, kandaki şeker miktarını azaltır. Glukagon ise kandaki şeker miktarını artırır.

Tiroit Bezi: Soluk borusunun iki yanında, gırtlağın altında bulunan bez; tiroit bezidir. Tiroit bezi büyüme ve gelişme ile vücuttaki tüm kimyasal olayların düzenlenmesinde rol alan tiroksin hormonunu üretir. Tiroksin hormonunun az salgılanması guatr hastalığına neden olur. Tiroksin hormonu büyüme çağındaki kişilerin kemiklerinin boyca uzamasında ve zeka gelişimlerinde etkilidir.

Böbrek Üstü Bezi: Her iki böbreğin üstünde bulunur. “Adrenalin” hormonu salgılar. Bu hormon korku, heyecan, öfke gibi durumlarda salgılanır. Metabolizmayı hızlandırır.

Eşeysel Bezler: Eşeysel bezler dışında­ki tüm bezler dişi ve erkeklerde aynı görevi yaparken eşeysel bezler, dişi ve erkeklerde farklı görevleri yerine getirmektedir. Erkekler­de testis, dişilerde yumurtalık; eşeysel bezle­ri oluşturur.

Ergenlik dönemi insanların yetişkin bir birey olmasını sağlayan önemli bir dönemdir. Bu dö­nemde eşeysel bezlerin çok önemli görevleri bulunmaktadır. Eşeysel bezler, insanda ergenlik döneminde hormon salgılamaya başlayarak cinsiyete özgü karakterlerin oluşumunu sağlar.

Testislerin Görevleri

1- Erkek üreme hücresi olan spermlerin oluşmasını sağlar.

2- Testosteron hormonunu salgılar.

3- Ergenlik döneminde erkeğe özgü özelliklerin (sakal ve bıyık çıkması, ses kalınlaşması gibi) oluşmasını sağlar.

Yumurtalıkların Görevleri

1- Dişi üreme hücresi olan yumurtaların oluşumunu sağlar.

2- Östrojen ve progesteron hormonunu salgılar.

3- Ergenlik döneminde dişiye özgü özelliklerin (âdet döngüsü, sesin incelmesi, vücut hatların­da değişiklikler gibi) oluşmasını sağlar.

ERGENLİK DÖNEMİ

Ergenlik, bireyin gelişim süreci içerisinde çocukluk döneminin bitişiyle beraber başlayıp fizyolojik olarak erişkinliğe ulaşıncaya kadar geçen bir gelişim dönemidir.

Ergenlik döneminde bireyin vücudu, ruhsal durumu, duyguları, anne – baba ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde önemli değişimler meydana gelir.

Ergenlik, çocukluktan erişkinliğe geçişin yaşandığı çok önemli bir dönemdir. Bu dönem ortalama 11 yaşında başlar ve 20 yaşına kadar devam eder. Ergenlik sürecinde kız ve erkeklerde birçok bedensel ve ruhsal değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler ergenliğe geçiş döneminde salgılanan hormonların etkisiyle gerçekleşir.

Ergenlik döneminde yaşanan ruhsal ve bedensel değişimler insanlardaki normal gelişim sürecinin bir parçasıdır.

C:\Users\fikret\Desktop\raw_ergenlik-donemi-10-ve-24-yas-araligina-uzadi_162221406.jpg

Ergenlik Dönemindeki Bedensel Değişimler

Kızlarda Görülen DeğişimlerErkeklerde Görülen DeğişimlerHer İki Cinsiyette de Görülen Değişimler
• Büyüme hormonları salgılanır.

• Boy uzar, ağırlık artar.

• Kemikler ve kaslar gelişir.

• Östrojen hormonu salgılanır.

• Yumurtalıkların üretime geçmesi ile âdet kanaması başlar.

• Ses değişikliği olur.

• Vücudun bazı bölgelerinde kıllanma oluşur.

• Göğüslerde ve kalçalarda büyüme olur.

• Ter ve yağ salgılanması çoğalır, yağlanmaya bağlı kilo artışı olur

ve sivilceler oluşur.

• Büyüme hormonları salgılanır.

• Boy uzar, ağırlık artar.

• Kemikler ve kaslar gelişir.

• Testosteron hormonu salgılanır.

• Üreme organları gelişir, sperm üretimi başlar.

• Gırtlak gelişir, seste kalınlaşma olur.

• Vücudun bazı bölgelerinde kıllanma oluşur.

• Bıyık ve sakal çıkmaya başlar.

• Ter ve yağ salgılanması çoğalır, yağlanmaya bağlı kilo artışı

olur ve sivilceler oluşur

•Deride yağlanma ve sivilce oluşumu

•Ter salgısının artması

•Vücudun belirli bölgelerinde tüylenme

• Boy ve kilo artışı

• Kasların gelişimi

Ergenlik Döneminde Görülen Ruhsal Değişimler

Kimlik arayışı: Toplumdaki rolünü belirleme, hayatı ve çevreyi sorgulama isteği görülür.

Bağımsızlık arayışı: Kendi başına hareket etme ve yalnız kalma isteği görülür.

Duygusal dalgalanma: Sebepsiz yere canı sıkılır. Aşırı öfke, hayal kurma, cinsel konulara merak, utangaçlık, gün içinde ani duygu değişimi görülür.

Zihinsel değişim: Soyut algılama yeteneğinin artması, kararsızlık, dikkat dağınıklığı gibi durumlar görülür.

İletişim: Arkadaş grubuna katılma isteği, iletişim kurmada güçlük çekme, dikkat çekme isteği görülür.

Ergenlik Döneminin Sağlıklı Geçirilebilmesi İçin Yapılması Gerekenler

Çocukluk döneminin bitmesiyle başlayan ergenlik dönemi, insan yaşamının doğal süreçlerinden biridir. Bu nedenle birey, vücudunda ortaya çıkan değişimlerden utanmamalı; bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirebilmek için olumlu arkadaşlıklar edinerek çevresindeki insanlarla iletişim içinde olmalı, hobiler edinmeli ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmalıdır.