Canlıların kendine benzer yavru oluşturmasına üreme denir.
Üreme olmadan da canlılar yaşayabilirler ancak üreme türlerin nesillerinin yeryüzündeki devamlılığını sağlar.
İnsan çok hücreli gelişmiş bir canlıdır. İnsandaki üreme olayının gerçekleşmesi için sperm ve yumurta adı verilen iki küçük hücreye ihtiyaç vardır. Sperm erkek üreme hücresi iken yumurta dişi üreme hücresidir. Bu hücrelere eşey hücreleri de denir.
Gelin, bu hücreleri yakından inceleyelim.
1- Sperm (Erkek üreme hücresi)
Erkek üreme sistemi tarafından üretilir
Yumurtaya göre oldukça küçük olan sperm baş gövde ve kuyruktan oluşur.
Sitoplazması oldukça azdır
Kuyruk sayesinde oldukça aktif hareket eder.
Baş kısmında hücre zarı, sitoplazma ve çekirdek bulunur.
2- Yumurta (Dişi üreme hücresi)
Dişi üreme sistemi tarafından üretilir.
Hareketsizdir
Oldukça büyük ve bol sitoplazmalıdır. Zigot oluştuktan sonra ihtiyacı olan besini yumurtanın sitoplazmasından sağlar.
1- ERKEK ÜREME SİSTEMİ
Testis, salgı bezleri, sperm kanalı ve penisten oluşur.
Testis: Erkek üreme hücrelerinin üretildiği yerdir.
Sperm kanalı: Spermleri testislerden penise taşır.
Penis: Spermlerin ve idrarın erkek vücudundan dışarı atıldığı yerdir.
2- DİŞİ ÜREME SİSTEMİ
Yumurtalık, yumurta kanalı, döl yatağı(rahim) ve vajinadan oluşur.
Yumurtalık: Sağda ve solda olmak üzere 2 adettir. Dişi üreme hücreleri üretildiği yerdir.
Yumurta kanalı: Yumurtalık ve döl yatağı arasında kalan 10-12 cm uzunluğunda bir kanaldır. Yumurtanın döl yatağına ulaşmasını sağlar.
Döl yatağı(Rahim): Zigotun yerleştiği, doğana kadar büyüyüp geliştiği yerdir.
Vajina: Döl yatağı ile dış ortam arasındaki bağlantıyı sağlayan esnek yapıdır.
3-Döllenmeden Yetişkin Bireye Yolculuk
Diş ve erkek bireyler ergenlikle birlikte üreme hücrelerini üretmeye başlarlar. Yumurtalıklarda üretilen yumurta, yumurta kanalında ilerlemeye başlar eğer bu kanalda spermle karşılaşarak çekirdekleri birleşirse döllenme meydana gelir.
Döllenen yumurta zigot adını alır. Zigot yumurta kanalından döl yatağına doğru ilerlerken sürekli olarak bölünme geçirir. 2 hafta sonra embriyo halini alan bu yapı döl yatağına tutunur. 8. Hafta fetüs halini alır. Fetüs durumunda el ayak göz burun ve kulak gibi yapılar oluşmuştur artık bebek doğum zamanını bekler gelişimine devam eder.
Fetüs anne karnında gelişimini tamamladığında bebek dünyaya gelir. Bu gelişim süreci 9 ay 10 gündür. Bebek anne karnında göbek kordonu ile anneye bağlıdır. Bu kordon sayesinde besin ve oksijen bebeğe geçer.
Sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek isteyen bir anne adayı kendi sağlığına dikkat etmek zorundadır. İşte dikkat edilmesi gerekenler;
Anne sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıklarını bırakmalıdır.
Anne radyasyondan korunmalıdır.
Anne hamilelik boyunca hastalık geçirmemeye ve doktordan izinsiz ilaç kullanmamaya özen göstermelidir.
Anne sağlıklı yaşamalı ve dengeli beslenmelidir. Hafif tempolu yürüyüş gibi sporları yapmalı, ancak kendini yormamalıdır.
4- İnsanda Gelişim Dönemleri
İnsanlarda boy ve kütledeki artış büyüme olarak adlandırılırken bir olayı beden kas gelişimi ile birlikte öğrenmeyle yapabilecek düzeye gelmeye gelişme denir
Doğumdan sonraki gelişim dönemleri bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık olmak üzere 5 kısımda incelenir. Her gelişim döneminde bireyden beklenen gelişim görevleri vardır.
ERGENLİK DÖNEMİ
Ergenlik dönemi 12- 21 yaş arasında bireyde bedensel ve ruhsal değişikliklerin gözlendiği bir dönemdir. Çevre şartlarına göre bu yaş aralığı değişkenlik gösterir.
Erkeklerde görülen bedensel değişimler:
Erkek üreme sisteminin olgunlaşması
Sperm üretiminin başlaması
Ses kalınlaşması
Sakal ve bıyık çıkması
Omuzların genişlemesi ve pazu bacak gibi kasların gelişmesi
Kızlarda görülen bedensel değişimler;
Dişi üreme sisteminin olgunlaşması
Yumurta üretimi ve adet görme
Göğüslerin belirginleşmesi
Kalçaların genişlemesi
Kız ve erkeklerde ortak olarak görülen bedensel değişimler;
Boy ve kilo artışı
Koltuk altı ve cinsel bölgede kıllanma
Terlemede artış
Deride yağlanma
Yüzde sivilcelerin oluşumu
Ruhsal değişiklikler ise ;
Kimlik arayışı: Ben kimim? Toplumdaki yerim ne gibi sorular sorması
Bağımsızlık arayışı: Herkes neden bana karışıyor? Neden fikrimi sormuyorlar? Sorularını soran birey yalnız kalma eğiliminde olur.
Duygusal dalgalanma: Ani duygusal değişiklikler yaşarlar. Belirsiz, kararsız davranışlar sergilerler